
Her şeyden evvel kendini okumalı insan..
Kendi kitabını…
Ancak o zaman anlamlı hale gelir dışarıdan okudukları.
Ne güzel söylemiş söyleyen;
‘İlim ilim bilmektir,
İlim kendini bilmektir.
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır.’
Dışarıdan okuduklarımızın bizi aslımızı okumaya götürmesi ümidiyle…
Buyrunuz tozlu raflarımdan seçmeler…
Aşk ve Evlilik Terapisi Dokuz Yüz Katlı İnsan Beden Asla Yalan Söylemez Kalp, Nefs ve Ruh Nefs Psikolojisi ve Rüyaların Dili İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri Özgüven
Aşk ve Evlilik Terapisi
İnsanın kendini tanıması, ihtiyaçlarının, isteklerinin farkında olması, yeterliliklerini-sınırlılıklarını bilmesi, bağımsız olması, kendi ayakları üstünde durabiliyor olması, maddi-manevi güçlenmesi mutlu olmasına yeter mi?
Şimdi bununla beraber, mutlu ilişkilerde işler bireylerin ferdileşmesiyle doğru orantılı mı yürüyor? Kabul… mesele “ben“ isem doğruluk payı var. Fakat ya “biz“ olma hâli?
Tüm Hastalıkların Zihinsel Tedavisi
Hastalıklarımıza sebep olan düşünce kalıpları herkese göre değişiyor evet. Yaşantıladıklarımıza ve edindiğimiz doğrulara göre de… İşin aslı hastalığı yaratan zihinsel nedenleri çözüp halletmek ve yeni düşünce modelleriyle beslenmek.
Nefs Psikolojisi ve Rüyaların Dili
Üstünde yaşadığımız her nefs katında, sahnede sergilediğimiz “rol“ ve ya rollerin kavramları ve duyguları ile özdeşleşiriz. Bilinç dışımızdan dalgalar halinde gelen ve çoğu zaman yaşanan ana ait olmayan veriler, sahnede oynayan aktörü, yani bizleri perdeler ve rolümüze kendimizi kaptırdığımız oranda gerçeklikten koparır. Aslında sahnedeki “deli“ de, aklıselimi vasıtasıyla doğruyu hisseder; ama rolün getirdiği heyecan, haz, güç gibi ikincil kazançlar ve tabiki bu rolün alt bilinç dışımızdaki “orman çocukları“ (nerede ne yapacakları belli olmayan, ilkel, bastırdığımız tüm korkularımız, kaygılarımız, hırslar, arzular vs.) ile bağlantısı onun o doğruyu görmesini engeller. Peki kaybolduğumuz bu karanlık dünyada elimizden kim tutabilir?
Bu sorunun yanıtı bizleri tasavvufun en derin hakikatlerinden biri ile karşılaştırır. İçimizdeki “Can“ potansiyeli… İçimizdeki İnsan-ı Kâmil potansiyelimiz…
Kalp Nefs ve Ruh
Kalp + Nefs + Ruh + Denge + Uyum = Tasavvuf psikolojisinde gelişim.
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen bir âlemsin! Sen derin ve çok büyük bir denizsin. Ey insan-ı kâmil! O senin muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır; dibi, kıyısı olmayan bir denizdir. Yüzlerce âlem, o denize gark olup gitmiştir.
-Hz. Mevlânâ, Mesne, cilt3-4, s.94
Var’ olan Annenin Yok’ luğu
Nasıl bir çocukluk geçirmiş olursak olalım. Onu onarabilecek bir kapı muhakkak veriliyor. Onarım için; önce yüzleşmek daha sonra bir şekilde üstesinden geldiğimiz veya geldiğimizi sandığımız- geçirdiğimiz veya geçti sandığımız ama içerlerde bir yerlerde saklı tuttuğumuz, hep beklediğimiz ancak verilmeyişine alışkanlık geliştirdiğimiz anlarımızın, yaşantılarımızın belki de yarım kalan ya da hiç yaşayamadığımız çocukluğumuzun yasını tutmalıyız… Kendi yaralarını evlatlarına aktarmak istemeyen, içinde büyütemediği kendini iyileştirmek isteyen, eksik kalmış yaşanmışlıklarına rağmen bir şekilde ayakta kalmış o annesiz çocuğa…
Bu kitap senin için…
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
İkili ilişkilerimizde neyi yaşıyoruz? Kim kime baskın? Kim bu ilişkide yük taşıyan, kim yük alan? Kimin çabasıyla, gayretiyle ve enerjisiyle gidiyor gemi, kim karşısındakinin duygusal sermayesinden geçiniyor? Kim kime haksızlık yapıyor ama farkında değil, kim haksızlığa uğruyor ama bunu normal sanıyor?
Farkında olmadan bir düzen işletiyoruz her ilişkimizde. Bazen öğretici yanları varken ilişkinin, bazen yıpranıp köşeye çekilmenin sebebi oluyor.
İlişkinin arka planında yer alan her türlü bilinçdışı oyun, kurgu ve manipülasyonlarının kişilik üzerinden yansıtılması sürecini titizlikle okumak isteyenlere…
Bir Cevap Yazın